Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları !
Karanlığın içinde kaybolanlardan mısın sen de ? Binlerce adım atmak isteyip bir adımla yetinenlerden misin ? Öyle bir an gelir ki karanlıkta görmeye başlarsın ansızın. Yoldaşın olan siyahlar, bırakmazlar yakanı. Kaçmak istedikçe kömür karasına dönüşür dünyan ve kimseler farkına bile varamaz. Bir süre sonra siyahlar içinde görmeye başlarsın, tatlı gelir bazı duygular. Kendi ellerinle bir bir gömdüğün insanlar karşılar seni, bir selam da onlara çakarsın en afilisinden. Karanlıklar içinde kalmak kötüdür , tek bir gidiş yolu binlerce patikaya dönüşür de yolunu bulamazsın. Hiç karanlık bulaşmamış ellerin kapkara olur da dokunduğunu yakarsın. Oysa en kötüsü de bu dur , kendi karanlığına başkalarını da hapsetmek. Hapsettiğin insanlarla yaşamaya başlarsın sonraları. Seslerini dahi duymadığın bir hal alırlar. Kötünün de kötüsü vardır, yaşıyor musun yoksa öldün mü bilemezsin ! Ve sonra Necip’in dizleri aklına gelir ;
İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
Kaynak: gencyazi.com