Aşkı Nasıl Değiştiririm?
Aşk iki kişilik miydi?
Ve
aşkta, kavuşmak şart mıydı?
Tek taraflı platonik aşk, olamaz mıydı?
Mesela;
her gün karşında duran bir güzele,
aşık olsan ve aşkını hiç söylemesen…
Tek taraflı…
Gizliden gizliye,
o güzelle, hayaller kurup;
rüyalar içinde dolaşsan…
Yalnızca,
düşlerinde büyütsen aşkını,
sessizce
ve bunamış kalabalıklar içinde.
Her gün,
her geçen gün, yeniden aşık olsan o güzele.
Ve aşkınız hiç bitmese…
Hem,
öyle bilindiği gibi de değil!
En azından, ayrılıkların olmadığı
bir platonik aşkı yaşasan.
Kavuşmuşlukları,
zamanın karanlıklara verip;
ayrılmışlıkların ise defterlerini yırtıp atsan,
sonra da kahkaha içinde
bir bir yüzlerine gülsen.
Ve
O, güzelle yaşadığın her
mutluluğunda,
rüzgarları savursan uzaklara…
Günlerini karıştırsan tarihin,
yeni bir aşk savaşının habercisi olsan.
Aşkı bilmeyip;
aşkın tarihini değiştirmeye çalışsan.
En azından,
aşkınız,
tüm bunlara rağmen hiç bitmese…
Çeng-e Dil
10. 03. 2015 – Salı 14:55′
Not: Bu şiiri derste, bir anlık ilhamla yazdım. Üslubu sade oldu. Belki bir iki düzenlemeler de yaparım ileride… Şimdilik hiç karışmayayım dedim. Ayrıca, bir aya yakındır şiir paylaşmıyordum. Çevremde merak eden dostlarım oldu. Bunun da sebebini belirtmek isterim: Şiir yazıyorsanız eğer, muhakkak sizi etkisi altına alan şairler olur. Son zamanlarda Yahya Kemâl, Baudelaire gibi sembolist şairlerin etkisinde kaldım. Yazdığım şiirleri, neredeyse hiç beğenmiyordum. Ve şimdilik şiir akımlarının etkisinden kurtulabilmiş değilim. Şiirlerimi, taslak olarak bir köşede bekletiyorum. Bunları da, bir iki düzenlemeden geçirip, öyle paylaşabilirim. Ayrıca eleştirilerinizi de beklerim.
Kaynak: gencyazi.com