MELEĞİME TOPRAK ATMAYIN
Yine pislik bir günün sona erdiği,lanet ettirten bir akşamın üstü.Otobüs bekleyen bir kız var.Kim bilecekti ki ölüm yolculuğu olacağını,kim bilecekti ki bu son olacağını.Tedirgin bir vaziyete bürünmüştür kim bilir o anda yalnız kalınca.Aynadan üzerine çekilen iğrenç bakışlar,aşağılık sırıtmalar altında kalakalmıştır.Issız bir alanda hayvanca kendisine saldıran bir şerefsize savuruyor son çırpınmalarını,son defa bakımını yaptığı tırnaklarını.Kesilirken kim bilir boğazı,canı yanmış,bağırmıştır çıktığı kadar avazı.Son defa arabanın camından bakıyor belki de her gün geçip gittiği yerlere.Ölüm acısını tattıranlara inat,kıskandırmak istercesine hafifçe almıştır belki de canını ölüm meleği yavaş yavaş.Artık ruh ayrılmış,başka yollara savrulmuş da bir beden ortada kalmıştı.Zerre sızı duymayan bir vicdan ile yakarken bedeni,hiç yaşarmayan gözler,onu boğazlayan ellerin sahibi yaşıyor yine yaşama hakkı bulunan son kişi olmasına rağmen.Günlerce bihaber olunan bir çocuğun ölüm haberi ardından,evlere düşen bir ateşle yanıyor annesi,babası,seveni,sayanı,bütün vicdanlısı.Başta tanınmıyor, yanıklardan anlaşılmıyor cesedi,teşhis edilmeyecek kadar yakmış hayvanlar ailesinin incitmeye kıyamadığı bu bedeni.Bir iki eşyası kalmış ondan geriye biraz kanlı,biraz yanık.
Sığdırılmayan bir dünyadan,tabuta sığdırma girişimleri başladı sonrasında.Yine bir acı anasında,babasında.Söylenince o son bıçak darbeli sözler,dolar boşalır o an bütün gözler.
Acılı bir anne düşünün sabahında kızını akşam gelecekmiş gibi uğurlayan,yine geleceğini uman ve kendini günler sonra mezarında bulan.”Kizimi burda bırakmayın,burda kalmasın.Üşür şimdi,belki de korkar tek başına karanlık dar bir toprağın altında.
Şimdi bir baba hayal edin.Saçının teline önem verdiği,canından çok sevdiği,uğruna ölebileceği bir nazlı gülü vardı.Kaybolma günlerinde belki sayısız duaları,sönmeyen umutları olmuştur.Olumsuz düşünmemek için eşini motive etmiştir belki de.Uykusuz gecelerin ardından şapkasından tanınan kızının haberi belki de tutusturmuştur yeniden kızından geriye kalan saçından düşen külleri.Mezarına gidiyor ayağında kalmayan bir takat,gözünde biriken kan dolmuş çanaklar ile.”İncitmeyin kızımı,,üzerine toprak atmayın meleğimin.Canını acıtmayın,durun yapmayın.”diye feryatları yırtıyor bütün gökyüzünü,o an herkes susuyor belki de imam da unutmuştur ne diyeceğini,ne söyleyeceğini.
Dile bile kolay gelmezken,bu acı nasıl hafifler,nasıl geçer ?
Canına aldırmayıp canına kıydılar ey Özgecan.
Mekanın cennet,toprağın bol olsun.
Kaynak: gencyazi.com